Makale
“Yetersiz yoldaşlıklar ve sahte dostluklar”
“19. Yüzyılın en büyük Rus komutanlarından Paskeviç, Osmanlı-Rus savaÅŸları sırasında Moskova’ya sunduÄŸu raporunda “Nüfuzlu Kürtlerin, imparator tarafından himaye edileceklerine inandırılmasını” tavsiye etmiÅŸti. Yüzyılın ortalarına doÄŸru Rusların “Kürt Kabileleri İdare Nizamnamesi” bile mevcuttu.
20. yüzyılın başlarında Ruslar Bedirhan Aşireti başta olmak üzere Kürt isyanlarını desteklediler. Ama Türkiye ile ilk anlaşmaya kadar sürecek konjonktürel ve taktiksel desteklerdi bunlar.
1946’da aynı hikaye tekrarlandı. 1941’de İngilizlerle İran’a giren Sovyetler, 22 Ocak 1946’da Mahabad Kürt Cumhuriyeti’nin kurulmasının en büyük destekçisi olmuÅŸtu. Bu destek de sadece dört ay sürdü. Dört ay sonra ABD, Büyük Britanya arasındaki güç mücadeleleri sırasında Sovyetler İran’dan çekildi. İran ordusu Mahabad’a girdi ve Qazi Muhammed ve arkadaÅŸlarını cumhuriyeti ilan ettiÄŸi Çarçıra Meydanı’nda idam etti.
Molla Mustafa Barzani’nin 11 yılı Sovyetlerde geçmiÅŸ, adı 'Kızıl Molla’ya çıkmıştı. Sovyetlerin Barzani’ye desteÄŸi de 70’lerin başından itibaren Irak’ın Sovyetlere yaklaÅŸması ve 1973’te imzalanan anlaÅŸmayla bitti. Barzani de Rusların ihanetine uÄŸramıştı.
1979’un mayıs ayında Abdullah Öcalan’ın, Sovyetlerin OrtadoÄŸu’daki kalesi Suriye’ye geçmesi, 19 yıl Åžam’da kalması, PKK’nın kendi Kürtlerine kimlik bile vermeyen Esad’ın Suriye’sinde kendine yaÅŸam alanı bulmasının arkasında herhalde Muhaberat aklı deÄŸil KGB aklı vardı.
Ama herhalde Rusların ihanetinin sıcaklığını Öcalan hâlâ hissediyor olmalı.
O yüzden Kenya’da yakalandığı tarih olan 15 Åžubat, her yıl Uluslararası Komplo’nun Yıldönümü olarak kutlanıyor.
Onu Kenya’da yakalanmaya götüren yol Moskova’da açılmıştı. Öcalan için Duma’dan oturma izni bile çıkmıştı ama son anda bir gecede her ÅŸey deÄŸiÅŸmiÅŸ, Rusya’nın kurt BaÅŸbakanı Yevgeny Primakov Öcalan’a kapıyı gösteren kararı vermiÅŸti.
Hangi pazarlıklar sonucu bir gecede Öcalan’ı sattığı hakkında rivayetler muhtelif. En muhtemel olanı kısa bir süre önce BaÅŸbakanlık koltuÄŸuna oturan Primakov’a batmakta olan Rus ekonomisi konusunda destek sözleri verildiÄŸi...
Öcalan’ı Rusya’ya davet eden, Primakov’un BaÅŸbakanlığına ÅŸiddetle karşı çıkan Rus siyasetçi Galina Starovoytova’nın tam o sıralarda öldürülmesi de tesadüf deÄŸildi herhalde.
Primakov’un tarihi düşünüldüğünde o kadar da karanlık iÅŸler deÄŸil bunlar. Gorbaçov’un Irak-İran savaşındaki özel temsilcisi, Saddam Hüseyin’in, Miloseviç’in yakın dostu ve müttefikiydi.
Irak ordusunu eÄŸitip donatan anlaÅŸmaların altında imzası vardı, hatta Halepçe katliamında Saddam’ın kullandığı kimyasallara kadar izleri uzanıyordu.
Sonra KGB ve dış istihbarat teÅŸkilatı SVR’de görev yapan Primakov 96-98 yılları arasında da Rusya DışiÅŸleri Bakanı oldu.
Bugün Putin Rusya’sının müdahaleci dış politikasının fikri ve pratik temellerini de o attı. Primakov Doktrini Rus dış politikasının “Stratejik DerinliÄŸi” sayılabilir.
2015 haziranında öldüğünde haleflerinden ve yakın çalışma arkadaÅŸlarından, Öcalan yakalandığı sırada da Rusya’nın BM temsilcisi olarak muhtemelen bütün pazarlıklar içinde olmuÅŸ olan Sergey Lavrov, Primakov’la olan yakınlığını ona ithaf edilmiÅŸ ÅŸiirleri bile olduÄŸunu söyleyerek göstermiÅŸti.
Önceki gün DemirtaÅŸ’ın elini sıkarken bu uzak ve yakın tarih herhalde entelektüel bir siyasetçi olan Lavrov’un aklından geçmiÅŸtir.
DemirtaÅŸ’ın mutlulukla bakan yüzünde bu ibretlik hatıraların iÅŸaretleri ise pek yoktu.
Belki, Öcalan yakalandığı sırada PKK’nın Rusya temsilcisi olan Mahir Welat’ın arkadaÅŸlarıyla orada karşılaÅŸmıştır.
Belki, Öcalan’ın yakalanmasına neden olanlar için söylediÄŸi “Yetersiz yoldaÅŸlıklar ve sahte dostluklar” tespitini ona hatırlatan biri çıkmıştır.
Onunla sadece Türkiye düşmanlığı üzerinden kurulan ilişkiyi, sahici ilişki ve gerçek dostluk zannetme körlüğüne düşmez herhalde.
Çünkü yakın tarihte devletlerin ilişkilerini örgütlerin varlığına feda ettikleri görülmedi.
Görüşme sırasında DemirtaÅŸ’ın yüzüne bakarak “Suriye ve Irak devletleriyle beraber savaÅŸan Kürtlere yardım edeceklerini” söyleyen Lavrov epey açık sözlüydü aslında. Onun için PKK’nın ve PYD’nin kıymeti ancak o dost ve müttefik devletlerle iÅŸ birliÄŸi yapmalarından geliyor. DemirtaÅŸ’ın o masada oturmasının sebebi de Türkiye’den nefretleri, Kürtlere dostlukları deÄŸil.
Öyle olmasaydı, Lavrov DemirtaÅŸ’ın yüzüne sürekli “Türk halkının dostluÄŸundan” bahsetmezdi herhalde.
Türkiye ile arasına hendekler kazıp, Moskova’da derdine çare arayan DemirtaÅŸ dönüş yolunda yakın dönem Kürt-Rus tarihini, Öcalan’ın savunmalarını bir gözden geçirmiÅŸtir inÅŸallah.
Ankara’da da vaktini BaÅŸbakan’la yapacağı Anayasa zirvesine hazırlanarak geçirse iyi olur.
Anayasasını yapmak için bizzat BaÅŸbakan’la masaya oturabildiÄŸi bir ülkede özyönetim istemek için neden her gün insanları öldüren, Kürtlerin hayatını felç eden bir silahlı direniÅŸe destek verdiÄŸi gibi bir soruyla karşılaÅŸabilir çünkü...
Sorunun cevabının yine “yetersiz yoldaÅŸlıklar ve sahte dostluklar” çıkmasını istemiyorsa tabii...
Henüz yorum yapılmamış.